
Türkiye’nin bütün çalışan insanları, bütün kadınlar, gençler!
Dünyadaki bütün emekçilerin, ezilen halkların birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs Kutlu olsun!
Bu yıl 1 Mayısı’ı kapitalist modernitenin emeğe, doğaya; insanlığın bütün demokratik ve komünal değerlerine karşı saldırılarını doruğa çıkarttığı bir dönemde kutluyoruz. Buna karşılık; Ortadoğu’da Kürt halkının öncülük ettiği, ezilenlerin birleşik mücadelesi de EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK ve BARIŞ talepleri ekseninde bütün görkemiyle devam etmektedir.
Ortadoğu halklarının kutlaya geldiği Newroz bayramı nasıl ki, halkımızın direnişiyle özdeşleşerek yeni bir öze kavuştuysa, aynı şekilde 1 Mayıs da; emeğin ve halkların birlikte özgürleşmesinin sembolü olarak coğrafyamızda hak ettiği görkeme kavuşmaktadır.
Yepyeni bir kültürle, insancıl değerlerle, dil, din, ırk farkı gözetmeden, mücadelemiz öncülüğünde, ülkemiz ve bölge aydınlanıyor, kendi rönesansını yaşıyor. Hiç kimsenin dilini, dinini, ırkını, ulusunu ve anavatan toprağını inkâr etmeden halklarımız yepyeni bir hayata doğru ilerliyor. Halkımızın tüm bölgede yarattığı “ulusal birlik” güçlenmekle kalmıyor, Ortadoğu’da Kürtlerle Türklerin, Kürtlerle Farsların, Arapların, Süryanilerin, Ermenilerin, Azerilerin, bütün dinlerden ve mezheplerden halkların ittifakı her Newroz ve her 1 Mayıs’ta biraz daha da güçleniyor.
Bu gün Türkiye’de Kürt halkının ulusal-demokratik mücadelesiyle, Türkiyeli her etnik yapıdan emekçilerin hak ve özgürlük mücadelesi daha fazla iç içedir artık. Kürtlere tankla, topla, kurşunla saldırılıyorsa her işçi direnişi copla, panzerle gaz bombasıyla bastırılmaya mahkûmdur. Tanklarla, toplarla, uçaklarla Kürtlere operasyonlar yapıldıkça Türk işçisi aç, işsiz ve örgütsüz kalacaktır. Kürtler yaşadıkları topraklardan sökülüp atıldıkça, Türkiye kültürel çöllük yaşamaya mahkûm kalacaktır. Kürt çocukları dövülüp tutuklandıkça Türkiye’de hümanizmden söz etmek hayal olacaktır.
İşçilerin, emekçilerin, halkların bölünmüşlüğü yalnızca büyük para babalarına uluslararası sermayeye, ırkçı ve faşist güçlere hizmet ediyor.
BDP, uğradığı tüm baskılara rağmen ve tırmanan savaş naralarına karşı Kürt halkını, emekçilerini birleştiriyor, Kürtlerin ulusal ve demokratik birliğine yeni ivmeler katıyor. Şimdi devrimci, demokrat dost güçlerle birlikte, Kürt emekçileriyle bütün Türkiye emekçilerini, ezilenlerini birleştirme sürecine giriyoruz. Demokratik ulus sürecini inşa ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelip, omuz omuza direnen Tekel işçileri bize yolu gösteriyor. Ve ortak bayrağımızda “YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ, EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ” yazıyor.
Değerli Halkımız,
Bu 1 Mayıs’ı derin kaygılar ve aynı zamanda umutlar içinde kutlayacağız.
Yeni bir savaşın eşiğindeyiz. Halkımız sınır boylarına yapılan büyük askeri yığınağı kaygı ve öfkeyle izliyor. Asker ve gerilla kayıplarıyla ilgili acılı haberleri duyacağı anın yaklaşması herkesi ürkütüyor.
Hükümet, Fırat’ın Batısında “kavga” eder göründüğü askerle, yargıyla, vesayetçi ve darbeciyle Fırat’ın Doğusunda birleşmiş, Kürt sorununda barış ve çözüm yerine, bir kere daha “inkâr ve imha” yoluna başvuruyor. Bu gidişe “dur” diyeceğiz. Partimiz bunun da yolunun: BİRLİK, DAYANIŞMA ve MÜCADELEDEN, yani Newroz’la 1 Mayıs’ın ruhunu birlikte kuşanmaktan geçtiğine inanmaktadır
Halkımızın barış özlemi gerçekleşsin diye,
Emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal hakları karşılık bulsun, İşçi sınıfının sendika, sözleşme ve grev hakları tanınsın, bugün Tekel, yarın şeker fabrikaları işçileri işsiz, aç/açık kalmasın diye,
Halklar arası düşmanlık, bölünme değil, kardeşlik ve özgür birliktelik güçlensin diye,
Siyasal öncü ve temsilcilerimizin, geleceğimiz olan çocuklarımızın bileklerindeki kelepçeler tarihin çöplüğüne sonsuza dek atılsın diye,
Coğrafyamız ve doğamıza kelepçe anlamına gelen nükleer santraller, barajlar, tarihi ve kültürel değerlerin tahribine yol açan Vandallık sonlandırılsın diye,
Kadınlar kendi kurtuluş yürüyüşlerinde özgürleşsinler diye,
Hiçbir dil boyunlara kement olmasın diye,
Gençler akademik, demokratik, özerk, bilimsel ve ana dillerinde eğitimi gerçekleştirebilsinler diye,
Tank, top, silah anlamına gelen; faturası emekçilerin, işçilerin, ezilenlerin sofrasındaki zeytinden, bir lokma ekmekten çıkarılan, ölüm eken, toplumsal ufuksuzluk, geleceksizlik travmalarına yol açan çatışma/savaş operasyonları durdurulsun diye,
12 Eylül ‘ün emek, insan, toplum karşıtı ’82 Anayasası tümden yok edilerek, onun yerine eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa geçsin diye,
Bu coğrafyadan, topraklardan KALICI, ONURLU BİR BARIŞ bir daha sökülmemecesine kök salsın diye,
NEWROZ COŞKUSUYLA 1 MAYIS’TA ALANLARA!
BIJİ 1 GULAN
YAŞASIN 1 MAYIS
BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ
0 yorum:
Yorum Gönder