
Türkiye 1915 Ermeni Katliamı ve Tehciriyle,*
*Kürt Sorunuyla, İnançlar Sorunuyla ve Karanlık Tarihiyle Yüzleşmelidir!*
* *
*Türkiye tarihiyle yüzleşmedikçe; tarihte yaşanan büyük acılar ve katliamlarla hesaplaşmadıkça; diller, kimlikler, kültürler ve farklı inançlar karşısındaki inkârcı, asimilasyoncu ve şiddet politikalarından vazgeçmedikçe, tarihi sorumluluktan ve emperyalist güçlerin esiri olmaktan kurtulamayacaktır.*
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 Nisan yaklaştıkça Ermeni halkının 1915'te uğradığı büyük felaket gündemin ön sıralarına oturmaktadır. Tarihi gerçekle yüzleşmenin yarattığı korku, dış etkilerin esiri bir Türkiye tablosunu daha da çarpıcı kılmaktadır. ABD Kongresinin ve Başkanının ne söyleyeceği, emperyalist merkezlerden ne tür açıklamalar yapılacağı, hangi parlamentonun nasıl bir kararla çıkacağı, *"Ermeni soykırımı"* denilip denilmeyeceği tartışması bir kez daha alevlenmektedir.
Bu yıl da aynı sorunları yaşamaktayız. Ülke yönetiminde 8. yılına giren AKP Hükümetinin, "Açılım" tartışmaları yürüttüğü ve "Anayasa" hazırlığını sürdürdüğü günümüzde, "Ermeni katliamı" tehcir ve tarihte yaşanan acılar karşısında alınacak tutum daha da önem kazanmış bulunuyor.
Ne yazık ki, emperyalist güçlerin de rol oynadığı, Cumhuriyetin kuruluşundan önce yaşanan büyük Ermeni katliamı ve tehciri, Cumhuriyetten sonra da çeşitli gerekçelerle ya küçümsenmiş ya da yok sayılmıştır. Gerçekle yüzleşip, halklardan özür dilenmemiş, katliam resmen mahkûm edilmemiştir. AKP'nin hazırladığı Anayasa Değişiklik Paketi'nde de bu yönlü bir yaklaşım ve düzenlemeye yer verilmemiştir.
Tarihi gerçekleri yok sayarak* "Türk Tarih Tezi"* yazan, farklı milliyetlere karşı amansız davranarak, *"Güneş Dil Teorisi"* hazırlayan*, "tek din, tek dil, tek millet"* yaklaşımıyla farklı inançları, dilleri ve kültürleri ezerek uluslaşmakta ısrar eden anlayış, Ermeni katliamıyla yüzleşememiş ve sorunları daha da ağırlaştırmıştır.
Cumhuriyet sonrası resmî tarih yaklaşımı ile Osmanlı dönemi tarih yazıcılığı ortak paydası halindeki şovenizm, objektif bakmayı imkânsız kıldığı gibi, Ermeni katliamı karşısında doğru bir tutum almayı da olanaksız hale getirmektedir. Tarih yazmayı, *"tarih yapmak"*, *"bir ulus yaratmak"* sorunu olarak ele alan, yaşanan acıları bunun bir gereği olarak olağan sayan Türk egemen sınıfı, arkasında bıraktığı bunca kan ve gözyaşından dolayı hâlâ bir özür bile dilememiştir.
*Bu yaklaşım tehlikelidir!* Türkiye halklarını felakete sürükleme potansiyeli taşımaktadır. Tarihe bilimsel gözle bakmak yerine, tarihi gerçekleri altüst eden, resmî tarih yazımı yapmaya devam eden, toplum mühendisliği yaparak yeni kuşakları teslim almak isteyen bu anlayış, Türkiye'yi daha büyük tehlikelere sürüklemeye adaydır. Resmî anlayış olarak güç kazanmış olan bu tutum farklı diller, kültürler ve inançlara yönelik felaketlerin devam etmesine neden olmuş; Ermenilerle birlikte, Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere, farklı dil, inanç ve kültürlerden Anadolu halkları, baskıya, şiddete, asimilasyona ve kitlesel katliamlara uğramaktan kurtulamamışlardır.
AKP, CHP ve MHP gibi partiler, tarihle yüzleşmek, geleceğe dersler çıkarmak ve halklar arası dostluğu kurmak yerine, birbirleriyle milliyetçilik yarışına girmekte, böylece, katliamların ve yaşatılan acıların ortağı olmaya devam etmektedirler. Başbakan Erdoğan'ın "soykırım" kararı alan yabancı parlamentolara yanıt olarak *"100 bin Ermeni'yi sınır dışı edebiliriz"* tehdidi ise, AKP'nin gerçek yüzünü bir kez daha açığa çıkarmıştır.
İstismarcı dinci siyasal yaklaşım ile inkârcı milliyetçi-ulusalcı tutuculuğun aynı paydada birleştiği Ermeni sorunuyla yüzleşmenin yolu halkların güçlü barış ve kardeşlik mücadelesiyle mümkün olacaktır.
Türkiye halkı ile Ermeni halkının barış ve dostluğunu geliştirecek adımlar atmak için 24 Nisan 2010 vesile olmalıdır. Katliamla yüzleşilmeli, karanlık tarih aydınlatılmalıdır. Türkiye halkıyla Ermeni halkının barış ve dostluğunu geliştirecek adımlar hızla atılmalıdır. Hiçbir gerekçe ve şart ileri sürülmeden, ulaşım ve iletişim yolları karşılıklı açılmalı, iki ülke arasında askıya alınan tüm ilişkiler normale dönmelidir.
*EMEK PARTİSİ*
*GENEL MERKEZİ*
0 yorum:
Yorum Gönder