
Ağrı’nın Otlubayır köyünde yine bir korucu vahşeti yaşandı. Köyün korucusu tartıştığı 5 akrabasını kendisine verilen silahla öldürürken, bu olay basında sıradan bir şiddet vakası olarak yer buldu.
Ağrı merkeze bağlı Otlubayır Köyü'nde yaşayan Nihat Aslan isimli bir korucu ile akrabası olan Muhtar Vehbi Aksoy arasında yaşanan tartışma 5 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Korucu Aslan, kavga sırasında Muhtar ve yakınlarına kalaşnikof marka otomatik tüfekle kurşun yağdırırken Muhtar Vehbi Aksoy, oğlu Ozan Aksoy ile yeğenleri Bahit, Sinan, Serkan Aksoy olay yerinde yaşamlarını yitirdi.
Bu olay korucuların gerçekleştirdiği sayısız katliamdan yalnızca biri. Yakın geçmişte de koruculuk sistemini tartışmaya açan çok sayıda suç işlendi. Buna rağmen sistemde bir değişiklik yapılmadı.
Mardin’de de korucular vardı
Korucu katliamları denince akla gelen ilk örnek Bilgeköy katliamı.
Mardin Mazıdağ ilçesine bağlı Bilge köyünde de korucular 4 Mayıs 2009’da katliam yaptı. Uzun namlulu silahlarla gerçekleşen katliamda 7’si çocuk, 3’ü hamile 16 kadın olmak üzere toplam 44 kişi yaşamını yitirdi. Katliamı gerçekleştirenler ve katliamda ölenler Çelebi ailesindendi. Katliamla ilgili 11 kişi tutuklanırken, tutuklananların 8’i korucuydu. Bu olaydan sonra korucuların yaşanan şiddet ve suç olaylarındaki rolü tekrar gündeme gelmişti. Koruculuğa dair yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı tartışılırken hükümet ve MHP, koruculara sahip çıkmıştı.
Ergani'de de korucu vahşeti
Geçtiğimiz Kasım ayında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde korucuların bir otomobili taraması sonucu biri kadın 4 kişi yaşamını yitirdi. Ergani girişinde meydana gelen olayda, Yolbulan köyü korucularından İsmail Akyol ile oğlu Abbas Akyol, Köy Korucusu Necmettin Aras’ın kullandığı 21 EU 070 plakalı otomobili, uzun namlulu silahlarla çapraz ateşe aldı. Açılan ateş sonucu otomobilde bulunan Necmettin Aras ile Süleyman, Şevki ve Zeynep Aras yaşamını yitirdi.
Korucular heryerde aynı
Bölgede bir çok kirli işte korucuların rol oynadığı biliniyor. Koruculukla özellikle aşiret yapıları güçlendirilirken, korucuların diğer köylüler üzerinde hakimiyet kurmasına göz yumuldu. Aşiretler, birbirleriyle mücadelelerinde korucu olarak güçlerini artırmaya çabaladı. 1996 yılında basına sızan "Hizmete Özel" mühürlü İçişleri Bakanlığı belgeleri her üç korucudan birinin suç işlediğini ortaya koyarken, sadece 1996'ya kadar 23 bin 222 geçici köy korucusu çeşitli suçlar işledikleri gerekçesiyle meslekten uzaklaştırıldı. Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan korucular nedeniyle Doğu Anadolu'da "uyuşturucu kaçakçılığı yapan ağ"ın kurulduğunu belirtti. Bölgede 26 Mart 1985 tarihinden bu yana resmi olarak faaliyet yürüten korucular, 24 yılda birçok tecavüz, köy basma, adam öldürme, uyuşturucu ticareti, çete gibi olaylara karıştı.
Korucuların son iki yılda sivillere karşı gerçekleştikleri saldırılarda 61 kişi öldürdü. 2007 yılına kadar 2 bin 402 korucu "terör suçlarına" karışmaktan, 936 korucu hakkında mala karşı işlenen suçlardan, 1234 korucu hakkında şahsa karşı işlenen suçlardan, 428 korucu hakkında da kaçakçılık suçundan işlem yapıldı. Raporlar özellikle PKK ile çatışmaların kesildiği dönemlerde korucuların işledikleri suçların artışa geçtiğini ortaya koyuyor.
AKP 10 bin korucu daha aldı
Katliamın nedeninin "töre" olduğunda ısrar eden AKP hükümeti, son yıllarda açtığı korucu kadrosu nedeniyle eleştirilerin hedefi olmuştu. 22 ilde 47 bin 819 geçici köy korucusu, 32 ilde 24 bin 088 gönüllü köy korucusu olmak üzere toplam 71 bin 907 korucu görev yapıyor. AKP iktidarının 2008'de aldığı karar doğrultusunda 10 bine yakın kişi korucu ordusuna eklendi. Mardin'deki katliamın yaşandığı gün Siirt'te 250 korucunun daha silahlandırıldığı bilgisi verildi. Tunceli'de açılan 1400 kişilik korucu kadrosu ilde protestolarla karşılandı. Hükümetin korucu alımındaki ısrarı, bölgede oylarını artırma girişimi olarak eleştirildi.
0 yorum:
Yorum Gönder